TGRT BELGESEL


TGRT HABER

hastane_randevu.jpeg

GEMİÇ KÖYÜ SAYFASI

8 Eylül 2014 Pazartesi

Yarın 9 Eylül İZMİR'İN KURTULUŞU



Aşağıdaki satırlarda siz okuyucularıma, İSTİKLAL HARBİ ve GAZİ MAREŞAL MUSTAFA KEMAL ATATÜRK' ü anlatacağım.

Biliyorsunuz ki, yarın 9 EYLÜL yani İzmir'in Kurtuşunun 92. yılı..İzmir'in Kurtuluşunu en önemlisi İzmir'i kurtaran başta Mustafa Kemal Paşa olmak üzere Tüm Türk Milletinin zaferini kutluyorum. Osmanlı İmparatorluğunu sorumsuzca büyük savaşa dahil edenler, Türk Ordusu'nun her cephede galip gelmesine rağmen, mağlup kabul edilişimize sebeb oldular.
Çanakkalede destan yazan milletimizin payitahtına, düşman gemileri  o zaferi hiçe sayarcasına serbestçe geçerek, çöreklendiler.  

 Savaş sonunda yani 30 EKİM 1918 de imzalanan antlaşmaya dayanarak, Anadolu toprakları işgal edilmeye başlamıştı. Padişah çaresizlik içindeydi. Güvendiği paşaların başında Mustafa Kemal vardı. Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'da padişah ve devlet ileri gelenleri ile yaptığı görüşmeler sonucu İstanbul'da yapılacak çalışmaların bir yarar sağlamayacağını anladı. Yurdu kurtarmak için Anadolu'ya gitmeye karar verdi. Yakın arkadaşlarının yardım ve işbirliği ile görev bölgesi Samsun ve dolayları olan 9. Ordu Müfettişliğine atandı.
Milletimiz işgal hareketleri karşısında vatanını kurtarmak için 1919 yılında yer yer direniş hareketlerini başlattı. Bu hareketler, 19 Mayıs 1919 tarihinde Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a ayak basmasıyla kısa sürede merkezi bir nitelik kazandı.  9. Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa, Samsun'da bir hafta kaldıktan sonra Havza'ya geldi. Buradan Amasya'ya geçerek valilere, komutanlara, ulusal örgütlere tamim gönderdi. Bu  bildiride yurdun bağımsızlığını sağlamak için Türk Milletine çağrıda bulundu.  Bu çağrı üzerine, padişah kendisini İstanbul'a çağırıyordu. İstiklal mücadelesi için, gerekli ortam hazırlanmış olduğundan Mustafa Kemal ordu müfettişliği görevinden ve askerlikten ayrıldığını İstanbul'a bildirdi. 23 Temmuz 1919 günü bir ilkokulun salonunda toplanan Erzurum Kongresi'ne başkanlık etti. Bu toplantıda, yurdun düşmanlardan kurtarılması için çalışma kararı alındı.  4 Eylül 1919 günü Sıvas Kongresi'ni topladı. Erzurum Kongresinde de İstiklal Savaşı nasıl kazanılır? sorusuna cevap bulundu. Mustafa Kemal Paşa 27 Aralık günü Ulusal Kurtuluş Savaşı'nı yöneteceği kent olan Ankara'ya geldi. Çalışmalarını Ankara'da sürdürdü. 23 Nisan 1920 günü ulusun temsilcilerinden oluşan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldı. Meclis Mustafa Kemal'i başkanlığa seçti. . Bu meclisin kuruluş esası hakimiyetin  kayıtsız şartsız milletde olmasıydı.  Bu meclis, Osmanlı hükümeti ile düşman ülkeleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması'nı tanımayacağını bütün dünyaya duyurdu.
Ankara'da Millet Meclisi'nin açılması, Mustafa Kemal'in başkan seçilmesi padişah ve onun hükümetini çok korkuttu. Mustafa Kemal ve arkadaşları İstanbul Hükümeti tarafından vatan haini olarak ilan edildi. Haklarında ölüm cezası kararı verildi.
Savaştan hemen sonra, Anadolu'da yürekleri yurt sevgisi ile dolu insanlardan oluşan direniş hareketi, Ankara Hükümetinin emrine tabi oldu. Bu hareketin en vurgulu yanı, padişahın ordusunda savaşan subay ve erlerin Ankaraya gelerek, bir İstiklal Ordusu kurulmasını sağlamalarıdır.
Zaten büyük savaşta dahi hiçbir cephede yenilmeyen bu deneyimli ordu, arka arkaya zaferler kazandı. Eskişehir yöresinde İnönü'de, Yunan ordusu ile karşı karşıya gelen bu genç ordu, Yunanlıları I. ve II. İnönü Savaşı adı verilen iki büyük savaşta yenerek Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin varlığını, sesini bütün yurda ve dünyaya bir kez daha duyurdu. Kazanılan Birinci İnönü, İkinci İnönü, Aslıhanlar-Dumlupınar ve Sakarya Meydan Muharebeleri ile yurdun kurtarılması yolunda önemli adımlar atıldı. 26 Ağustos 1922 sabahı dikkat ve titizlikle hazırlanan taarruz planı uygulamaya konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de yapılan Büyük Taarruz, Türk İstiklâl Harbi’nin son safhasıdır. 30 Ağustos “Başkomutan Meydan Muharebesi” nde bir gün içinde Yunan ordusunun en önemli bölümü etkisiz hale getirildi. Böylece kesin sonuç beş gün içinde elde edilmiş ve hazırlanan plan tam bir başarıyla uygulanmış oldu.Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal'i olağanüstü yetkilerle başkomutanlığa getirdi. Ordularımız Sakarya kıyılarında 22 gün 22 gece süren savaş sonucunda Yunan ordularına karşı yeni bir zafer kazandı. Bu başarısı üzerine Mustafa Kemal'e orduda en büyük rütbe olan mareşallikle birlikte Gazi unvanı verildi. Sakarya Meydan Savaşı adı ile tarihe geçen bu savaşta ordumuzun gücü dünyaya bir kez daha tanıtıldı. Düşmanı yurdumuzdan atacak son ve kesin savaşın hazırlıkları başlamıştı. Bu amaçla bütün yurttaşlar savaşa hazırlandı. Kadınlar, dedeler, nineler, kağnılarla cepheye silah ve yiyecek taşıdılar. Birliklerimiz düşmanı can evinden vurmak için yerlerini aldılar.
  Başkomutan Mustafa Kemal Paşa:
 Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa ve  ordu komutanlarını 31 AĞUSTOS günü toplayarak, kaçabilen Yunan kuvvetlerinin hızla takip edilmesini ve İzmir yönüne doğru ilerlenmesini belirtti.

      1 Eylül’de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ordulara bir bildiri yayımlayarak şu tarihi emrini verdi: “ Ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!”. Böylece düşmanın akıbeti de belirlenmiş oldu. Verilen bu tarihi emir üzerine İzmir’de “Akdeniz”i, Mudanya’da “Marmara” yı görebilmek mümkün oldu.  31 Ağustos’ta başlayan amansız takip sonunda Türk kuvvetleri 2 Eylül’de yıkıntılar haline gelmiş Uşak’a girdi. Burada Yunan Ordusu Başkomutanı General Trikopis tutsak edildi.Türk askeri dinlenmek ve uyumak istemiyordu. Çünkü kurtardığı her kasabanın, köyün, şehrin Yunanlılar tarafından yakıldığını, bölgedeki Türklerin de acımasızca katledildiğini görmekteydi.

Türk Kurtuluş Ordusu, 26 Ağustos 1922 sabahı çok erken saatlerde yeri göğü titreten topçu ateşiyle saldırıya geçti. Çok kanlı çarpışmalar oldu. Atatürk'ün yönettiği bu savaşa tarihimizde Başkomutanlık Meydan Savaşı denir. Kurtuluş Savaşımızın başarıya ulaşması özlemiyle yanıp tutuşan kahraman erlerimiz kaçan düşmanın ardından gece gündüz demeden hızla ilerledi. 9 Eylül sabahı birliklerimiz İzmir'e girdi. Yabancı bayrakların dalgalandığı yerlere bayrağımız çekildi. Akıl almaz bir hızla ilerleyen piyade birlikleri de bir gün sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa ile birlikte İzmir’e gelmişti. Düşmanların çoğu limanda bulunan savaş gemilerine binerek kaçtılar. Kalanlar tutsak edildi. Böylece Kurtuluş Savaşımız bitti. Türk bayrağı Hükümet Konağına ve Kadifekale’ye çekildi. 


Kazandığımız halde  mağlup ilan edildiğimiz Cihan Harbinde, İmparatorluk toprakları yağma edilmişti. Balkanların büyük kısmı ve Orta Doğu hatta Kuzey Afrika elimizden uçtu gitti. Sadece Edirne sınır olmak üzere Trakya ve Anadolu topraklarını kurtarabildik. Ne Balkanlardaki soydaşlarımız ne de Orta doğu bölgesindeki Türkmen kardeşlerimiz bu İstiklal Harbinde Ordumuz içinde yer almadılar.
Yarın 9 EYLÜL İzmir'in Kurtuluş günü...
Aynı zamanda Türk Milletinin diriliş günüdür.
Kutlu olsun.

Başta Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü ve silah arkadaşlarını en önemlisi de canları bahasına bu Devleti savunan Şehit ve Gazilerimizi minnetlerle anıyoruz.
Ne mutlu bize ki o kahramanların torunlarıyız.
Ne mutlu Türk'üm diyene...

Milletimize bir devlet hediye eden,
 Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e TEŞEKKÜRLER...
İzmir'in Kurtuluşunu kutluyor, tüm İzmirlilere sevgilerimi sunuyorum. 



3 yorum:


  1. Yarın 9 EYLÜL İzmir'in Kurtuluş günü...
    Aynı zamanda Türk Milletinin diriliş günüdür.
    Kutlu olsun.
    Başta Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk'ümüzü ve silah arkadaşlarını en önemlisi de canları bahasına bu Devleti savunan Şehit ve Gazilerimizi minnetlerle anıyoruz.
    Ne mutlu bize ki o kahramanların torunlarıyız.
    Ne mutlu Türk'üm diyene...
    Milletimize bir devlet hediye eden,
    Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e TEŞEKKÜRLER...
    İzmir'in Kurtuluşunu kutluyor, tüm İzmirlilere sevgilerimi sunuyorum.

    YanıtlaSil

  2. YUKARIDAKİ YAZIYA HİÇ YORUM YAZILMADI.
    SAĞLIK OLSUN.
    KENDİMİZ SÖYLER
    KENDİMİZ YAZAR
    KENDİMİZ OKUR
    KENDİMİZ DİNLERİZ.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Böyle bir yorum yazdım diye sakın gönüllenmeyin dostlar...
      Bugün ile beraber tam dört gün oldu, bu makale yazılalı.
      Olumlu veya olumsuz tepki alamadım.
      Emekliyim.
      Herzaman da evdeyim.
      Sayfayı açınca, sizden bir yazı bekler oldum.
      Onun için bir tekerleme olarak"
      YUKARIDAKİ YAZIYA HİÇ YORUM YAZILMADI.
      SAĞLIK OLSUN.
      KENDİMİZ SÖYLER
      KENDİMİZ YAZAR
      KENDİMİZ OKUR
      KENDİMİZ DİNLERİZ."
      yukarıdaki yorum gibi satırları karaladım.
      Yazılarınızı bekliyorum

      Sil